24.04.2020 tarihinde sitemizden yaptığımız haberde Mavi Kart yerine DAU uygulamasının geldiğini
“GİTTİ MAVİ KART GELDİ DAU” başlığı ile haber yapmıştık.
Haberimiz içeriğinde bu isim değişikliklerinin Amatör Denizci için yaşanılan mağduriyetleri ortadan kaldırmadığını yazmıştık.
Bu yaz sezonunda SG Botlarının genelde amatör tekneleri konu ile ilgili pek sıkıştırmadıkları bir sezon yaşanıldı.
Böyle olmasına sebep olarak; bir amatör denizcinin muhatap olduğu cezaya mahkeme kanalıyla itiraz etmesi idi.
Bu itirazla, genelgedeki mevzuat açıklarları sebebiyle cezaların kesilemeyeceğini, kesilse bile kanuni olarak tahsilinin zor olduğunu ortaya çıkardı.
Durum böyle olunca sakin bir sezon geçirilmişti.
Sezon sakin geçerken mevzuatı hazırlayanlar itiraz edilen açıkları da kapatarak yeni bir genelgeye imza attılar.
02.Eylül.2020 günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan genelge yayınlandı.
Bu konu ile ilgili duyarlı denizciler bireysel tüm yolları denemeye başladılar.
Kimi araştırmalarını derinleştirip diğer denizcileri bilgilendirme yoluna giderken bazıları da işi hukuk yoluna sürmekte.
Bu yapılanlara haberimizde detaylı bir şekilde yer verdik.
Yine Küçük Tekneler ile Gemiler mevzuat yönünden aynı tutuluyor ve cezai uygulamalar ayni tatbik edilecek.
Şimdi Gemilerle bir tutulan küçük tekneleri önümüzdeki sezon neler beklediğine bakalım:
15 GÜNDE BİR ATIK VERME ZORUNLU
Küçük teknelere limandan çıktıktan sonra 15 günde bir atık verme mecburiyeti getiriliyor.
“Tonozda kalıyorum, günlerdir iskeleye bağlıyım” yok artık.
Katı atıklar da kontrol altına alınacak. Belediye konteynırlarına, iskele restoranlarının çöp toplama ünitelerine bırakmak yok.
15 gün yanında taşıyıp, atık alım yapan yerde tutanakla teslim edeceksin.
ÇÖPLERDE TUTANAKLA ATIK ALIM TESİSLERİNE
Günlerce kokması, bakteri üretmesi falan önemli değil.
Tutanakla ve alım yapan ünitenin belirlediği tarifeye göre ver çöpünü.
Atık alım formları mutlaka yanında olacak.
FORMLARI SAKLAMA SORUMLULUĞU GELDİ
Bu formaları saklamazsan, göstermezsen…
Peki çıkardığı genelgelerle tüm açıkları kapayan devlet bu konuda kendi görevlerini yapıyor mu?
Yani?
KIYILARIMIZDA ATIK ALIM TESİSLERİ, TEKNELERİ YETERLİ Mİ?
Atık alımı yapan tesisleri kıyılarımızda belli makul aralıklarda faaliyete geçirebiliyor mu?
Saatlerce marina açığında hangimiz beklemiyoruz sıramızı?
Bu atıkların alımında mali kriter ne? İsteyen istediğini mi alacak?
ATIK ALIM TARİFESİ VAR MI?
Bu bedellerin makul, tesisin işletme masraflarını karşılayacak oranda olmasını sağlayacak, denetleyecek mi?
Asıl olan bu atıkların fire vermeden, aşırı maliyet unsuru yaratmadan toplanması değil mi?
Bu istasyonlar kurulmuyorsa, atık alım tekneleri sayılarını hizmete karşılık verecek sayıya çıkartmak gerekmiyor mu?
Şu anda bu işin ne denli zor olduğu biliniyor.
Yapmış gibi olmak, uyguluyormuş gibi yapmak…
DENİZCİ PİS SULARDA YAŞAMAK İSTER Mİ?
Hangi denizci çoluğunun çocuğunun yüzdüğü denizleri kirletmek ister. Bu kirliliğe karşı duran önce denizciler değil mi?
Peki sizin kıyı şeridimizdeki şehirlerde, beldelerde yeterince arıtma tesisiniz var mı?
Varsa yeterli kimyasalı kullanıp, istenilen verimlilikte arıtma yapıyor musunuz?
Yapıyoruz, denetliyoruz diyorsanız sorarız;
DENİZE DÖKÜLEN KARASAL ATIKLARI NE YAPIYORSUNUZ?
Turgutreis açıklarında, Turunç açıklarında, Marmaris açıklarında, Kemer açıklarında ve onlarca yerde gece yarısından sonra burnumuza gelen kokular ne?
Küçük tekneler mi yapıyor?
Sizin kontrol edemeyip, denizlere salınan karasal atıklar konusunda ne yaptığınız, nasıl önlemler aldığınız merak konusu.
YABANCI YATÇI KAÇTI
Bu ve benzeri anlaşılmaz yaptırımlar sonunda denizlerimizden uzaklaşan yabancı yatçılar tekrar döner mi?
Ya denizlerde huzuru bulacağını sanıp tekne alan, denize açılanları bu kararlarla denizden kaçırırsanız?
Hani "Türk Bayraklı tekne sayılarının kıyılarımızda, Dünya Denizlerinde çoğalması" idi amaç.
Böyle mi?
Çoğaldıkça…
Konu ile ilgili değerli yatçılarımızın girişimlerine göz atalım.
YÜCE UYANIK
Bildiğiniz gibi deniz kirliliğinin önlenmesi için yapılan çalışmaların, bu konuda en büyük hassasiyeti göstermekte olan denizde yaşayan amatör denizcileri hedef almasının yanlışlığını göstermek ve verdiği zararı vurgulamak amacıyla, yaklaşık beş yıldır bazı çalışmalar yapmaktayım.
En son 2 Eylül 2020’de yayınlanan Deniz Atıkları Uygulaması Genelgesinin de iyi niyetli olarak ama amatör denizcilerin koşulları ve yaklaşımları düşünülmeksizin hazırlanmış olması birtakım çelişkili durumları ortaya çıkartmakta idi.
Bu konuda amatör denizcilik dernekleri bir şey yapmamayı, sorun çıkarsa devreye girmeyi tercih ederken, İzmir Güzelbahçeli Amatör Denizciler Av. Murat Sezmiş başkanlığında Danıştay’da iptal davası açtılar.
Ben de bu konuda yaptığım değerlendirmelerin ve çıkarsamaların teyidini almak için Cimer’e müracaat etmiştim.
T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 18.11.2020 tarihinde yapmış olduğum başvurum 03.12.2020 tarihinde (belli ki araştırılarak, 45 gün sonra) Çevre Bakanlığı, DENİZCİLİK FAALİYETLERİNİN ÇEVRESEL YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ tarafından 03.12.2020 tarihinde cevaplanmış.
SORU 1
Madde 6 "(3)'teki “MKS'ye tabi ticari gemiler, sportif ve gezi amaçlı kullanılan gemiler ile balıkçı gemileri” tabiri özel / amatör tekneleri de kapsamakta mıdır?
Bu açık olarak yazmasa da Sahil Güvenlik unsurlarının özel tekneleri de bu kapsamda değerlendirdikleri görülmektedir.
Konu teyide muhtaçtır.
CEVAP 1
Genelgenin 6. maddesinin 3. bendi, özel tekneleri de kapsamaktadır.
SORU 2
İnsan taşıma kapasitesi tam olarak hangi belgedeki bilgiye göre belirlenecektir?
(Örneğin teknemizin bağlama kütüğü ruhsatnamesinde böyle bir bilgi yoktur)
CEVAP 2
İnsan taşıma kapasitesinin belirlenmesinde, Gemilerin Teknik Yönetmeliği ve ilgili mevzuat uyarınca verilen belgelerin esas alınması gerekmektedir.
SORU 3
Özel tekneler ile ilgili mevzuatta bilgi ve anlayış farklılıkları nedeniyle bazı kurumlar tarafından özel teknelerin marina dışında oldukları tüm zaman “denizde oldukları süre” olarak değerlendirilebilmektedir.
Bu durum denetim elemanlarının ilgili mecburiyete dair süreyi hesaplamalarına farklılık yaratabilecektir.
Bu nedenle aşağıdaki soruların yanıtları önemlidir:
“seyrüsefer” kelimesi aşağıdaki durumlarda neyi tanımlamaktadır?
CEVAP 3
Bahse konu genelgede, seyrüsefer ile geminin bağlı bulunduğu bir kıyı tesisinden hareketle başka bir kıyı tesisine bağlanana kadar geçirdiği süre kastedilmektedir.
Cevap 3 Yorumu
“Seyrüsefer” burada kritik bir kelime. Açıklaması yapılmış oldu. Burada geçen “Kıyı Tesisi” tabiri önem kazanıyor. Ona da bakalım:
Kıyı tesisi, 4 Nisan 1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kıyılarda doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan alanlar üzerinde yapılabilen liman, kruvaziyer liman, yat limanı, yolcu terminali, rıhtım, iskele, yanaşma yeri, akaryakıt veya sıvılaştırılmış gaz boru hattı şamandırası veya platformu, balıkçı barınakları, gemi geri dönüşüm tesisi, tersane, tekne imal ve çekek yeri gibi tesisler ile bunlara bitişik diğer daimi tesisleri, deniz ulaşımına yönelik diğer alt veya üst yapı tesisleri ile duba, fener, mahmuz, kıyı perdeleri deşarj hattı, deniz altı kabloları ile açık deniz platformları ve benzeri yapılara deniyor.
Yani seyrüsefer sırasında oluşan atıklar dendiğinde amatör tekneler için marina veya balıkçı barınağından çıkıp tekrar girene kadarki süre kastedilmekte. Restoran iskeleleri tereddütlü. Zira görüştüğüm birkaç SG komutanı bu tür iskelelerin kıyı tesisi sayılmadığını söylemişti.
Bunun İçin Madde 6’ya Tekrar Bakalım:
“Madde 6 "(3) MKS'ye tabi ticari gemiler, sportif ve gezi amaçlı kullanılan gemiler ile balıkçı gemileri,
a) "Yolcu ve personel dahil taşıma kapasitesi 12 kişiden az olanlar, seyrüsefer esnasında oluşan pis sularını ve çöplerini on beş günde en az bir defa atık kabul tesisi veya atık alma gemisine vermek zorundadırlar."
b)"Yolcu ve personel dahil taşıma kapasitesi 12 kişi ve üzeri olanlar, pis sularını ve çöplerini; limandan ayrıldıktan sonra faaliyetlerini tamamlayarak limana döndükleri günü takip eden 48 saat içerisinde; 48 saat içerisinde başka bir sefere çıkmaları halinde ise bu atıklarını, sefer öncesi atık kabul tesisi veya atık alma gemisine vermek zorundadırlar."
Özel tekneler ise yine mevzuata göre azami 12 kişi taşıyabiliyor. Bu tanım hepimize lazım:
Özel Tekne:
Ulaştırma, Denizcilik Haberleşme Bakanlığı Deniz ve İç sular Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan “Gemi Sicili İçin Gemi Cinsleri Tanımlamaları” kılavuzunda özel tekneler 38. bölümde tanımlanmakta.
Bu bölümde özel tekneler; özel yat, özel sürat teknesi, sandal ve amatör balıkçı teknesi olarak ayrılmıştır.
Özel Yat:
Yat tipinde inşa edilmiş, kamarası, tuvaleti, lavabosu, mutfağı olan, taşıdığı yolcu sayısı 12’yi geçmeyen, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, özel yat amacıyla kullanılan ve ulusal standarda göre ölçüldüğünde boyu 24 metreden büyük olmayan gemilerdir.
Yani; özel yatımızla marinadan çıkıp daha sonra hiçbir kıyı tesisine uğramıyorsak ve teknemiz 12 kişi ve üzerinde taşıma kapasitesine sahip ise ve teknede de 12 kişiden az kişi varsa (12 dahil) marinaya geri döndükten(ne zaman dönersek) 48 saat içerisinde atık ve çöplerimizi vermek zorundayız.
Ama 12 kişiden daha az kişi kapasiteli olduğu yazılı bir tekne isek (12 hariç), o zaman 15 günde bir atık ve çöp vermek zorundayız.
Aksi taktirde cezası 24.123 TL.
SORU 4
Özel tekneler normal koşullarda çöplerini en fazla 2-3 günde bir yakın bulundukları yerleşim yerinin belediye konteynerlerine atmaktadır. Bu genelgeden çöplerin de biriktirilerek 15 günde bir, belge karşılığı atık alım tesislerine verileceği sonucu çıkmaktadır. Gerçekten bu doğru mudur?
CEVAP 4
Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği uyarınca, gemi üzerinde üretilen her atığın atık kabul tesisine DAU üzerinden düzenlenecek atık transfer formu ile teslim edilmesi esastır. Atıkların biriktirilerek 15 günde bir verilmesine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır.
Cevap 4 Yorumu
Çöplerinizin belediye konteynırlarına atılmasının DAU açısından bir anlamı yoktur. Eğer azami 15 günde bir Atık Transfer Formu ile çöp verdiğinizi belgeleyemez iseniz 2021 yılı için cezanız 24.123 TL’dir. (Örneğin bazı marinalar çöp poşeti başına 5 Euro tahsil ediyormuş.)
SORU 5
Soru 3’ün yanıtı kıyı tesisinden çıkıp tekrar girme süresi olarak verilir ise (b) paragrafına göre, bu kez yolcu ve personel taşıma kapasitesi 12 kişi üzeri olan özel gemilerin marinadan çıkıp 5-6 ay gezdikten sonra tekrar marinaya döndüklerinde takip eden 48 saat içerisinde (yani yılda bir kez) atık verecekleri anlamına gelecektir.
Her durumda içinde 1-3 kişi bulunan iki farklı boydaki tekneler için bu durum önemli bir çelişki yaratmaktadır.
CEVAP 5
Çevre Kanunu, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği, Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ve ilgili mevzuat uyarınca, gemilerden kaynaklanan atıkları çevreye zarar verecek şekilde doğrudan ve/veya dolaylı olarak deniz ortamına bırakılması yasaktır; bu atıkların atık kabul tesislerine ve/veya atık alma gemilerine verilmesi esastır.
Bahse konu madde, teknenin kıyı tesisine giriş ve çıkışlarında atık vermesine ilişkin süreçleri düzenlemektedir.
Cevap 5 Yorumu
Yorumu yukarıda yapmıştık. Çelişki yoktur denmiyor. Bu yanıt da denizde, içinde yaşanan özel teknelerin gözardı edildiğinin bir başka kanıtı.
SORU 6
10 GT’luk bir özel gemi ve 100.000 GT’luk bir tanker atık transfer formunu denetimde ibraz edemez ise her ikisinin tabi tutulacağı yaptırımlar ne kadar olacaktır?
CEVAP 6
Çevre Kanunu’nun 12 nci maddesi bilgi ve belge ibraz etme yükümlülüğünü düzenlemekte olup; bu madde, gemilerin boyutlarına yönelik bir düzenleme içermemektedir.
Çevre Kanunu’nun 20 nci maddesinin (g) bendi uyarınca, Kanunun 12 nci maddede öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 22.109 Türk Lirası idarî para cezası verilmektedir.
Cevap 6 Yorumu
Endişemizde haklı çıktık. 100.000 Gros tonluk tankere de 2 gros tonluk 3 metrelik tekneye de aynı miktar ceza: 24.123 TL.
SORU 7
Atık alım tesisleri özellikle bu genelgenin çıkmasından sonra atık alım ücretlerini fahiş şekilde artırmışlardır.
Bu işlemin ücretsiz yapılması veya özel tekneler için bir tavan ücret belirlenmesi ile ilgili bakanlığın bir çalışması var mıdır?
CEVAP 7
Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin 26 ncı maddesinde, Atık kabul tesislerinin ve atık alma gemilerinin verecekleri hizmetler gemilerden alınacak bir ücret karşılığında yapılmak zorundadır.
Gemilerden alınacak ücret tarifesi; “atıkların azami düzeyde toplanmasını sağlamak üzere, adil, şeffaf şekilde olmasına dikkat edilerek Bakanlık tarafından belirlenir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hüküm uyarınca, 5 Haziran 2009 tarihli ve 27249 sayılı Resmi Gazete’de “Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği Çerçevesinde Uygulanacak Ücretler ve Esaslar Hakkında Tebliğ” yayımlanmıştır.
Gemilerden atık alınmasına ilişkin verilen hizmet ücretlendirmesinin, bahse konu Tebliğde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde yapılması gerekmektedir.
Tebliğ usul ve esasları dışında ücretlendirme yaptığı değerlendirilen atık alım yükümlüsüne ilişkin olarak Bakanlığımıza veya kıyı tesisinin bulunduğu ildeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne şikayet/ihbar/bildirimde bulunulması durumunda, gerekli denetimler yapılacaktır.
Cevap 7 Yorumu
2009 yılında Mavi Kart uygulaması yok iken büyük gemilerin atık vermesi ile ilgili ton hesabıyla yapılan düzenleme Euro bazlı hala devam ettirilmeye çalışılıyor
(yabancı para kullanılmayacağına dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine rağmen).
Özel tekneler içinde kimse yok ise veya tekne dışında ihtiyaçlar gideriliyorsa, 15 günde bir belki bazen sembolik 1 litre atık vermek zorunda kalacak.
Ücret altyapısı oluşturulmadan ve özel tekneler düşünülmeden sistem devam ettirilince çarpık uygulamalar ile de karşılaşıyoruz.
Amatör Denizci Av.Murat Sezmiş ve bir çok denizci konu ile ilgili tespit ettikleri çelişkileri hukuk yoluyla aramayı tercih etmişlerdir.
Davalar Danıştay 6. Dairesinde görülmektedir.
MURAT SEZMİŞ
Ancak bu yolu tercih edip, dava açan denizcilerimize bu günlerde Danıştay 6. Dairesinden gelen cevaplar aşağıdadır.